CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmamda bir sorun yok” dedi. İttifak liderleriyle bu konuyu demin… 14.12.2021, Sputnik Türkiye Haber Global ekranlarında yayınlanan Candaş Tolga Işık ile Demin Konuştum programının bu haftaki konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sunucunun “Cumhurbaşkanı adayı edinmek istiyor musunuz” sorusuna, “İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmamda bir sorun yok. İttifak liderleri bu konu hakkında hiç konuşmadık. Eğer fakat ittifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmaktan kibir duyarım. Bir araya gelip oturup karar vermemiz lüzumlu. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Karşısında tarafta otoriter sistem var.” şeklinde cevap verdi.’Akşener, Başbakanlığa uygu'”Akşener, başbakanlığa uygu. Deneyimi vardır. Bakanlık da yapmıştır. Yetkilerin bir kişide toplanması asla ve asla dürüst değildir” diyen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:’Memurun, işçinin maaşına eksik zam yapılacak’TÜİK’in enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Artık, vatandaşın canına tak etti. TÜİK enflasyonu düşük gösterince emeklinin, memurun, işçinin maaşına da eksik zam yapılacak” dedi.Hükümetin TÜİK’e ‘talimat’ verdiğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:’Merkez Bankası’na haysiyet kazandırmak benim görevimdir’Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı ve Türk Lirası’ndan sorumlu olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, “TCMB’ye şeref kazandırmak benim görevimdir. Fiyat istikrarı ve Türk lirasından sorumludur.Merkez Bankası’na direktifler verebilirsiniz. Lakin nasıl ineceğine kendi araçlarıyla müdahale ederler. 128 milyar doları iradesi dışında başka biri satsın diyorsunuz” diye konuştu.TÜİK’e niçin gittiğine yönelik soruya CHP lideri, “Çünkü emekli, memur ve çalışanın alacağı maaşlar enflasyon üzerinden belirleniyor. Enflasyon yüzde 50 60’ı bulmuş. enflasyonu nasıl hesapladınız?, diye soracaktık. siz de vicdan değil mu? Bunlarla emeli aylığı, asgari ücreti bağlayacaklar. Verdiğiniz sayı dürüst değil. Soramadık. Haksızlık aleyhinde susan dilsiz şeytandır. İnsan kusur yapabilir, hatasından erdemle döner, bunu anlayabilirim. Fakat kasıtlı olarak işçinin, emeklinin, memurun hakkıyla uğraşırsanız ben ona isyan ederim” ifadesini kullandı.Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:- Başa gelince ilk adımım Ekonomik Sosyal Konseyi toplarım. Bülent Ecevit kurdu. Anayasal kurum haline geldi. En son 2009’da toplandı. Idareli toplumsal tarafların liderleri üyeleridir. Onlara, ‘Buyurun sorunlarınızı anlatın’ derdim. Eskiden 3 ayda bir toplanırdı. Kanun kalktı. Anayasada var fakat fiilen yok. Erdoğan Fiyat İstikrar Komitesi kurdu. Merkez Bankasının görevini diğer bir kuruma teslim edebilir misiniz? Fiyatı indirecek ve fiyatları koruma altına alacak olan kim? Üreticiyi, stokçuyu suçlayacaklar. – Idareli Sosyal Konsey’de önce bir anlaşacağız. Faiz yükseltilmeli mi, düşürülmeli mi? Merkez Bankasına görev verirsiniz ve o gerekeni yapar. En son Erdoğan, ‘nas var’ dedi. Siz ekonominin ne aramak olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Siyasi partiler devlet değildir. sus payı alan hırsızlık yolsuzluk yapanları devletin içinden temizleyeceğiz. Bu devlet basmakalıp bir devlet değildir. Bizi dünyada da rezil ettiler. Rüşvet alan birisi arabasında Türk bayrağı taşıyor ve siz onu bizi temsil etmesi için yurt dışına gönderiyorsunuz. Ne diyecekler? Bu anlama devleti çürütür. En basit şey devleti yürütmektir. Herkesin görevi tanımlanmıştır.Minimum ücret ne değin olmalı?- 2021 başında net 2 bin 825 liraydı minimum ücret. O büyük yeniden yapılanma hamleleri onların olsun. İşçiye bugün 384 doları teslim edin. Derhal bu parayı verirlerse bu yılın kayıpları manâlı ölçüde telafi edilecek. 5 bin 376 TL işçiye vermek zorundalar. Huysuz takdirde iktidarın eli işçinin cebinde. Sanayicinin korunması gerekli. Asgari ücretin kazanç vergisinden muaf olması lazım. Bu piyasanın canlanması için de fazla manâlı. Yoksa insanları açlığa mahkum edeceksiniz. 31 Aralık’ta dolar kuru neyse 384 dolar ile çarpıp bütün karşılığını vereceksiniz.- Yasalar var. Eskiden devletin üç dört esas kurumu vardı. Devletin akademisi olarak tanımladığımız kurumlar vardı. Bunlar kapatıldı. Sus Payı alıyor, kanunsuzluk yapıyorsanız yukarıya tırmanabiliyorsunuz. Bakan kendi bakanlığına şirketinden mal alabiliyor. Bir sefer işi en iyi yapan insanı getireceksiniz. Partisine bakmayacaksınız.- SGK batsa o kadar bir kurum olmaz değil mi? Açık veriyordu SGK. İşin garibi şu anda daha çok açık veriyor. “Dobra Dobra senin istediğin televizyonda tartışalım, SGK’yı kim batırdı?” dedim. Gelir mi, gelemez. Boğazdan aşağıda haram lokma inmişse konuşmayacaksınız. Normalde daha prim yatırılırsa daha yüksek ücret almanız gerekli yok mi? Pek bir düzenleme yaptılar oysa ne değin çok yatırırsan o kadar eksik ücret alıyorsun. O yüzden EYT’li sayısı artıyor. EYT’lilerin hakkını verdirmek zorundayız. Ona karşın mucizevi büyük açıklar var. Çıkıp söylüyor mu? Niçin açık olduğunu söylesin. Dünyanın her yerinde SGK açık verir. Çünkü tek kazanç kaynağı primdir.- Fakirliğimizi satıyoruz. İhracat olsun lakin yargı ettiğimiz parayı alıyor muyuz? Fakirliğinizi ihraç ederseniz, Türkiye’yi batının dominant güçlerine teslim ederseniz bu iş yürümez. İhracatımız zaten var. Katma değeri yüksek mahsul ihraç ediyor musunuz? O vakit dünyada laf sahibi olursunuz. Dokuma sattık güzele lakin bu Türkiye’yi büyütmez. Üniversiteler bilgi üretmeli. İran üniversitelerinin ürettiği data sayısı Türk üniversitelerini geçti. Üniversiteleri de perişan ettiler.
